12/09/2008

Kış Uykusu

o değil de hafız, Diksileman kış uykusuna yatar mı?
duyar gibi oluyorum: " lan yine mi hayvanlar alemi?"
dur ve dinle ey blogger!

tebdil- i mekanda ferahlık arayışlarımın sonucu olarak önümüzdeki 5,5 ay içerisinde düşünsel faaliyetlerimin yoğunluğu bazal seviyede seyredeceğinden, yani bir nevi göçüp, kış uykusuna yatacağımdan dolayı, şu kış uykusu meselesini biraz irdelemek istedim sadece. tamam yaw tamam, söz veriyorum bir daha yazmaya fırsat olursa bahsetmeyecem hayvanlardan. hatta bak sonraki programı yazıyorum ahanda şuraya: "Lamekan elinden: İran ve Danimarka sinemaları ışığında bir kişilik analizi"

aslında şu meseleyi sadece kış uykusuna indirgememek lazım, sonuçta bir de mevsimlik göç diye bir alternatif daha var. Göç ya da kış uykusu olsun her iki durum da hayvanların sorunlarına buldukları birer çözüm olduğuna göre, kış uykusuna yatmaya ya da göçmeye karar veren hayvanların bu kararlarının oluşmasına neden olan fizyolojik ya da psikolojik etmenleri incelemekte fayda görüyorum.

Sonbaharın gelmesi ile bitkilerin yaşamsal etkinliklerini yavaşlatması hayvanların beslenebilmek için gerekli yiyecekleri bulamamalarına yol açar. Yahut, ekonomik krizin yaklaşması ile şirketlerin yaşamsal etkinliklerinin yavaşlaması; çalışanların, iş hayatlarını sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmeleri için gerekli şartları bulamamalarına yol açar. Güven ortamının kaybolması nedeni ile zaten genlerini aktarmak, sürü içerisindeki konumunu muhafaza etmek, avcılardan saklanmak gibi binbir derdi olan canlı bir de yiyecek sıkıntısına düşer.

efendiiimm, şimdi tam bu noktada mevcut sorunları ile başetmek için hayvanların buldukları çözümlere göre bu canlıları sınıflandırmak istiyorum.

1. yıkılmadım ayaktayım dertlerimle başbaşayım şarkısını şiar edinmiş, ne özgürlüklerinden ne de yerinden yurdundan vazgeçebilen, götlerinin donması köpeklerin maskarası olma pahasına mevcut sorunlardan kaçmayıp bu sorunların üzerine üzerine giden kurt, fare, tilki, tavşan gibi hayvanlar. yahut, mevcut işyerinde mevcut şartlarda çalışmaya devam eden çalışan.
 
2. esareti kabullenip, özgürlüğünü ve asaletini feda edip kışı sıcakta, ahır ya da ev ortamında soba kenarında geçiren, böylece sorunların çözümünü süt, yumurta, et ya da yalakalık karşılığında insanlara devreden inek, koyun, tavuk, kedi v.b. hayvanlar. yahut, baba parasına güvenen, soğuk kışı sıcak ev ortamında geçirenler.

3. sorunları ile yüzleşip, bunlara çözüm bulmaktansa; sorunlarından kaçan, başını alıp diyar diyar gezen göçmen kuşlar. yahut, askerlik de bir çözüm deyip, kendini devletin şefkatli kollarına bırakanlar.

4. "uyku ki her derdin devasıdır taa ki uyanıncaya dek" felsefesi ile hareket edip sorunlarının üstüne yatıp kışı mis gibi uykuda geçiren ayı, yılan v.b. canlılar. yahut, yine bir önceki maddede belirtilen, soğuk kışı devletin sıcak kucağında geçirmeyi tercih edenler.

şimdi soruya geri dönelim: peki hafız Diksileman kış uykusuna yatar mı?
 
sevgili hafız, Diksileman tabiiyatı gereği kış uykusuna yatmamakta, ancak mevcut sorunlara çözüm bulmaktansa sorunlardan bir süreliğine kaçmayı yeğlemektedir. bu göç süresi boyunca zihinsel faaliyetlerinin ise bazal seviyede olduğu tespit edilmiştir. bu durumda kendisini yukarda bahsettiğimiz gruplardan 3. ve 4. grupların kesişim kümesine dahil edebiliriz.

sevgili okur,
allah inandırsın seni, ben bunları yazar iken kış mevsimini tayyareci olarak geçireceğimi öğrenmiş bulundum. lan vallahi kuş muş dedik göç dedik, şansa bak ki tayyareci yaptılar beni. oha lan abdala malum mu oldu ne lan?

demek ki bizim ki kış uykusundan ziyade mevsimlik göç olacak, zaten beyinsel faaliyetler de minumum seviyede olacak diyorduk, ama başımıza başka işler de çıkardık giderayak. işin yoksa kafa yor,
 
yok lan yok diksileman sadece göçüyormuş demek ki.

son olarak, hem neşeli günler filmindeki vecihi, hem de vecihi karekterine ilham kaynağı olan vecihi hürkuş, idolümsünüz şerefsizim.

No comments: