9/27/2008

Kitâbü'l-Hayevân'dan bir mahluk: Diksıleman

-Hancı bize şarap ve kadın getir!
Dedi, kara kuru, saçı da hafifçe kır olan. Süleymanın horozu gibi çıktı sesi. Karalardandı zahir, yalan yok. Dânâ diye anılırdı adı masada.

- Kadın kalsın sen şarabı getir!

Dedi, huzursuzlukla etrafı izleyen cengaver. Soğuk bir kış günü zemheri ayazında doğmuş, 3 gün 2 gece meme emmiş, sonra 3 günlükken at binmişti; 4 günlükken kılıç kuşanmış. 5 günlükken ok atmış, 6 günlükken ava gitmiş, 7 günlükken avdan dönmüştü. Rüştünü ıspatlayınca Dedem Korkut çağrılmış, soy soylanmış, boy boylanmış, adın Bamsı Beyrek olsun denmişti. Ama cengaver müdahale edip: “müdür naaptın, orijinal ol biraz, herkese mi Bamsı Beyrek diyon, naapıyon” demiş. Amcası bu sırada araya girip bu çocuğun adı Alexi olsun demişti.

Adaşı Alexander the Great gibi kısa bir ömür yaşamaktan korkardı her zaman, bu yüzden at sırtından inip, kılıçını kınına koyup pasifist olmaya karar vermişti. Yağlı yemez; şeker, un, tuz tüketmez, tütün çiğnemez ve bir de kadınlardan uzak dururdu.

- Sen de 300 ben diyeyim 500 yıl yaşadı Süleyman peygamber, bu uzun ömrün sırrı Belkıs gibi bir kadının Süleyman'ın hayatındaki varlığıydı elbet.

Dedi, Cemil nam yiğit, bir yandan da bıyıklarını burarken.

- O değil de hafız, Süleyman deyince bak aklıma ne geldi.

Dedi, masadakilerden bezgin bezgin oturanı.Ve sözüne şöyle devam etti:

“ Bir eşek var idi za’if ü nizar ,
Yük elinden katı şikeste vü zar”

Sonra durdu ve toparladı işi, bu hayvan ilkin onun aklına değil Şeyhi’nin aklına gelmiş idi. Şeyhi gibi padişahın hediye olarak verdiği tımar için dayak da yememişti ki köylüden oturup yazsın öküze özenen eşeği.

- Durun be teresler kafam karıştı benim aklıma gelen eşek değil bir kuş idi: ne zayıf ne nizar ne de azman, Süleyman’dan aklıma geldi Diksıleman.

- Ben ki envai çeşit insan bir o kadar da lisan bilirim, hiçbirinde duymadım adı böyle olan bir hayvan.

Dedi, bunca dil öğrenmesi için Büyük İskender’in takip ettiği rotanın aksi istikamette sürekli yol alan Aleksi.

- Bende yalan, hilaf yok .

Dedi, adı dana değil de Dânâ olanı, kendisine dana diyene atası Öküz’e olan saygısından dolayı laf etmeyeni.

- Gezdim Acem elinden tut Arabistan’ı, Yemen’i, Kaf dağından tut da Çin u Maçin’i; kaybolduğumda Uzun İhsan Efendi’nin Puslu Kıtalar Atlası’dan çıkarıp yolumu, kattetdim bir baştan bir başa tüm kürre-i arzı.

Tam o sırada araya girip hadi oradan sen mi gezdin be bezgin herif diyecekti ki- masadakilerden yaşadığı topraklardan çok çok ötesine ruhu ait olanı- Uzun İhsan Efendiyi duyunca amenna deyip tuttu dilini.

- Evet ben ki gezdim baştan başa tüm cihanı, ben de rastlamadım başka yerde ismin böylesine

- Hafız Süleyman ile ne alakası var şimdi bunun, ben anlamadım.

Dedi, şarabı beklerken masayı davul gibi tokatlayan, az saşlı, kızıl sakallı olan, taşı sıksa suyunu belki çıkartamayacak ama taşı iki düm bir tek ile yerinden kaldırıp oynatacak maharete sahip olanı.

-Be teresler ötüp durmayın yuvada yiyecek bekleyen yavru Diksıleman gibi, susun da hele bir dinleyin sabırla.

Dedi, Karalardan olanı. Kimseye bir daha fırsat vermeden aldı eline sazını, yad etti atası , değil yalnızca Diksıleman’ın tüm kuşların hikayesini ve dilini bilen Feqiye Teyran’ı.

- Diksıleman’ın birebir çevirisi Süleyman’ın Horozu’dur, tabii ki mevzubahis olan Süleyman, babası gibi peygamber olan Süleymandır. Diksıleman ise tepesinde taçı olan ince ve uzun bir gagaya sahip, Kanatlan ve kuyruğu siyah beyaz alacalı, gövdesi ise pembeye çalan açık kahverengi olan bir mahluktur.

- Hafız bu bildiğin İbibik yahu.

Dedi, masadakilerden az saşlı olanı, belli ki kıskanıyordu kendi kafasında az olup da kuşun kafasında bolca olan tüyleri.

- Yok Hafız bu Hüt Hüt.

Dedi, Hüt Hüt’ün sesinin güzelliğini kıskanan, bırak Araftakileri handaki cengaverleri bile yerinden kaldırıp masada oynatacak bir sese sahip olanı.

- Hafız Upupa Epops yahu bu.

Dedi, akademik bir dilden taviz vermeyen, yuttuğu medrese tozundan sesi zor duyulan Aleksi.

- Siz de düştünüz aynı hataya, soyutladınız zavallı kuşu binlerce yıllık geçmişinden, kiminiz görünüşüne aldandı kiminiz sesine. Ama kazın ayağı öyle değil be hafızlar, dinleyin anlatayım size şu mahlukatın hikayesini…

Devam edecek…

No comments: