2/18/2011

Vapurlar Falan

O değil de, hayat ne tuhaf lan. Şimdi "hayat ne tuhaf, vapurlar falan" diye devam ettirmemi bekliyorsun sevgili okur, biliyorum. Yani evet, vapurlar da tuhaf. Kocaman metal yığını suyun üstünde duruyor falan. Ben duramıyorum mesela. Yüzmek için yaratılmamışım. Vapurlardan da daha tuhaf bir şey ise uçaklar sevgili okur. O da kocaman metal yığını ve havada duruyor. Ben duramıyorum mesela. Uçmak için yaratılmamışım.

Bu ikisinden de daha tuhaf olan şey ise insanoğlu sevgili okur. Uçamıyor, yüzemiyor ama tuhaf işte.
Şimdi mesela bir ajanda var, metis yayınlarından çıkan. Nefret suçları ile ilgili. (Geçen sene de inanç özgürlüğü ile ilgili bir ajandaları vardı İllallah diye. O da çok güzeldi.) Neyse işte, ben tee frenk memleketlerinden merak edip arkadaşlarıma aldırttım ajandayı, elime ulaşır ulaşmaz açtım, okudum. Kitaplığımın başköşesine koydum falan. Ama öte yandan Türkiye sınırları içinde kitap evleri bunu satmayı yasaklamışlar baskılardan ötürü. Hatta kitapçı basıp "bu ajandayı satmayacaksınız" diyen insanlar olmuş. Yani şimdi bana gelip deseniz "ironiye süper bir örnek ver" diye, bu kadar güzel bir örnek veremem. Nefret suçlarına karşı yayınlanan ajanda nefret suçuna kurban gitmekte. Ajandayı alıp okusalar belki adam olacaklar ama onlar kendileri okumadıkları gibi bir de başkalarının okumasına da engel olmak istiyorlar.

Yani ben zaten nefret suçlarının kötü olduğunu bildiğim halde arkadaşlarıma da binbir zahmet vererek ajandaya ulaşmaya çalışıyorum, açayım okuyayım feyz alayım diye. Bu arkadaşlara bir kitapçı uzaklığında bu ajanda. Ama yok arkadaş, adam kendisi için almadığı gibi başkasının da almasını engellemek istiyor.

İşte bunu yapan da insanoğlu, uçmak ve yüzmek için yaratılmadığı halde uçak ve gemi yapıp uçan ve yüzen de insanoğlu. Dedim ya, insanoğlu en tuhaf.

No comments: